Çalışanların haklarının korunması için kıdem tazminatımı nasıl alırım? Kimler tazminat almaya hak kazanır gibi birçok soru, çalışanların merak ettiği sualler arasında yerini alır.
Kıdem tazminatı, çalışanların haklarını korurken, olması muhtemel olumsuz durumlara karşı da çalışanın mağdur olmasını önler. Ancak kıdem tazminatının alınabilmesi için, bazı şartların oluşması da önemlidir.
Kıdem tazminatı; çalışanların çeşitli sebeplerle işten ayrılırken, çalıştığı yılların karşılığı olarak, işveren tarafından bir kerede ödenen bir ücrettir. Kıdem tazminatı almak için SSK’lı işçi olmak gerekir.
İşyerinden tazminat almak için, işçinin en az 1 yıl süreyle, kesintiye uğramadan, işyerinde çalışıyor olması gerekir. İşyerinden tazminat almak için, iş sözleşme süresinin belirsiz olması gerekir. Belirli bir iş süresiyle sözleşme yapılmışsa, tazminat alınamaz. İşyerinin taşınmış olması ya da iflas etmesi durumunda da tazminat alma hakkı bulunur.
Aynı zamanda bazı istisnai durumlarda tazminat alımı konusunda geçerlidir. Kişinin askerliğinin gelmiş olması, emeklilik durumunun kısmi ya da tam olarak gelmiş olması da tazminat için geçerli sebeplerdir.
İşçiye kıdem tazminatı ödenmesi durumları, 1475 Sayılı Kanun’da 14. Madde ile belirlenmiştir. Kanun maddelerine göre;
Çalışan kişinin ölümü durumunda oluşan fesihle birlikte, çalışan kıdem tazminatını, çalışma süresi hesaplanarak alabilir.
İşyerinden tazminat almak için, kanunda belirtilen şartların oluşması gerekir. Bunun dışında işyerinden tazminat alma yolları kısaca şu şekilde açıklanabilir.
Tazminatımı nasıl alırım konusunda belirli süre çalışan işçiler de bazı koşullar oluştuğunda kıdem tazminatı alabilir. Buna göre çalışanların işe giriş tarihleri esas alınır.
Çalışanın 15 yıl ve 3600 prim gününü, kişinin aynı işyerinde tamamlamasına gerek duyulmaz. Bu şartların oluştuğu çalışanlar, işverenden kıdem tazminatı alabilir.
Çalışanların birçoğu, işyerinde kıdemli olmaları durumunda ne kadar tazminat alabilecekleri konusunu merak edebilir. Çalışanın kıdem tazminatına hak kazanması için ilk şart, aynı işyerinde en az 1 yıl süreyle çalışmış olması ve kanunda belirlenen diğer şartlardan en az bir tanesini sağlamış olması gerekir.
İşyerinin el değiştirmesi, işverenin farklı sebeplerle işi bırakması, çalışanın farklı bir bölüme geçirilmesi durumunda, çalışanın durumunda herhangi bir değişiklik olmaz. Ancak bu durum aynı işyerinde çalıştığı sürece geçerlidir. İşveren ise kanuna göre çalışanın kıdem tazminatını, sözleşmenin bittiği tarihten itibaren ödemesi gerekir.
Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi durumunda, çalışan 4857 Sayılı İş Kanunu’nun ek 3. Maddesi uyarınca, İş Mahkemesi’ne başvurarak dava açabilir. Ancak dava, 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır.
İşverenin zamanında yapmadığı kıdem tazminatına, Mülga İş Kanunu 14/11 maddesine göre, faiz uygulanır. Buna göre kıdem tazminatının üzerine, en yüksek orandan faiz uygulanır. En yüksek faiz ise Merkez Bankası ve diğer bankalardan alınacak yazılı bilgi ile gerçekleşir.
Kıdem tazminatı hesaplaması için, her geçen yılda 30 günlük brüt tutar baz alınır. Brüt tutar içinde birçok farklı kalem de katılır. Kıdem tazminatı hesaplanırken, çalışanın işyerinden ayrılmadan önceki son maaşı dikkate alınır.
Devlet, kıdem tazminatında bir tavan seviyesi belirler ve bu seviye her sene değişkenlik gösterir. Maaşların belirlenen tavan seviye üzerinde olması durumunda, bu kıdem tazminatı hesabına katılmaz. Eğer tavan seviyesinin altında ise, kıdem tazminatı hesaplamasına katılır.
Kıdem tazminatı hesaplanırken; çalışana ödenen ikramiye niteliğindeki ücretler, ancak işyerinde gelenek olarak veriliyorsa, hesaplamaya katılır. Bir seferlik ödenen, sürekli olmayan ikramiyeler, kıdem tazminatı hesaplamasına katılmaz.
Tazminatımı nasıl alırım noktasında, kıdem tazminatlarının uzmanlık gerektiren bir konu olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla, işçi davalarında en çok görülen kıdem tazminatları konusunda deneyim kazanmış, işçi avukatına danışmak, hakların tam alınması konusunda önemlidir.
Özel sektörde tazminat almak için İş Kanunu düzenlemelerini takip etmek gerekir. Kıdem tazminatında geçerli olan şartlar, özel sektör çalışanları için de geçerlidir. Kıdem tazminatında olduğu gibi, özel sektörde de tazminat alabilmek için, son çalışılan iş yerinden en az 1 yıl süreyle çalışıyor olmak şartı aranır.
İhbar tazminatı; işverenin işçiyi çıkarmadan önce ya da işçinin istifa etmeden önce, işverenin ya da işçinin mağdur olmaması için, haber vermesi gereken süreyi ifade eder. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. Maddesinde bu durum, açıkça düzenlenmiştir.
Tarafların mağdur olmamak adına birbirlerine durum hakkında yazılı haber vermesi gereken süre ihbar süresi olarak adlandırılır. İhbar tazminatında damga vergisi ve gelir vergisi kesintisi ön görülür.
İhbar tazminatının alınabilmesi için, işveren ve işçi arasında süresi belirlenmeyen bir iş akdi yapılır. Eğer işveren ve işçi arasında belirli süreli bir iş akdi varsa, işin sona ereceği süre belirli olduğundan, ihbar süresi kullanılmaz ve dolayısıyla ihbar tazminatı da alınamaz.
İhbar tazminatı için ihbar süreleri;
İşveren, çalışanına ihbar süresinde herhangi bir bilgilendirme yapmadığı zaman, ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. İhbar süresi, bu noktada en önemli konudur.
İhbar tazminatı hesaplama işlemi yapılırken, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 32. Maddesine uyulması gerekir. Hesaplama yapılırken, işçiye tanınan ve tekrarlanan ek ücretler de katılır. Yani hesaplamaya ek olarak; eğitim yardımı, çocuk yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, gıda yardımı, sağlık yardımı gibi kalemler, tıpkı kıdem tazminatında hesaplama yapılırken katıldığı gibi, ihbar tazminatında da katılır. İhbar tazminatı hesaplamasını, kıdem tazminatı hesaplamasından ayıran bir nokta, gelir ve damga vergisi kesintilerinin olması ve tavan seviyesinin olmamasıdır.
Kişinin işten kendi çıkması durumunda da tazminat alma hakkı bulunur. Ancak bunun için bazı şartların oluşması gerekir. Bu şartların oluşmaması durumunda tazminat alınması mümkün olmaz.
İşten kendi çıkma durumunda tazminat alma şartları;
Haklı bir sebep göstermeden işyerinden kendi isteğiyle ayrılan bir işçi, kıdem tazminatı alamaz. İşçi haklı bir sebep gösterir ve bunu ispatlarsa yani yukarıda yazılan maddelerden herhangi bir oluşuyorsa, işyerinden kendi istifa etse bile, kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Kendi isteğiyle işten ayrılan kişi, ihbar tazminatı talep etme hakkını kaybeder.
İşyerinden haksız yere çıkarılmak ya da farklı durumlar karşısında işçilerin tazminat hakkı bulunur. Ancak tazminat alabilmek için, bazı şartların oluşması gerekir.
İşyerinden tazminat alma şartları;
İşçinin İş Kanunu çerçevesinde çalışıyor olması tazminat alma şartları içindedir. Geçici iş statüsü içinde olanlar, sözleşme olmadan çalışanlar ya da farklı kanunlara bağlı olarak çalışanlar, tazminat alma hakkına sahip değildir.
Emeklilik yaşı gelmiş kişilerde kıdem tazminatı alma şartları;
İşverenler; çalışanlarının maaşlarını, kanunda belirtilen süreler içinde ve hukuka uygun şekilde ödemek zorundadır. İşçi ve işveren arasındaki sözleşmede herhangi aksi bir durum belirtilmediği sürece, çalışanın maaşı, belirtilen sürede ödenmelidir.
İşveren tarafından zamanında ödenmeyen maaşlar için, çalışanların yüksek faiz oranı istemelerine hakları bulunur. Çalışanlar tarafından istenen bu faiz oranı ise, ödenmeyen her gün işlemeye devam eder.
Ücret alacağı olduğunda; İş Kanunu’nda zamanında ödenmeyen ücretler için, en yüksek faiz oranı uygulanır. Buna verilen ikramiyeler, primler, tatiller, genel tatil ücretleri de eklenir.
Ücret alacağı için faizi kazanmak adına, işverenin temerrüde düşmesi gerekir. Tek kişi ya da toplu iş sözleşmeleri olduğunda ödeme gününün açık şekilde belirlenmiş olduğunda, ödeme tarihi sonrası faiz uygulanmaya başlar.
Yıllık izin ücretleri olduğunda; İş akdi feshedildiğinde, kullanılmayan izin sürelerinde oluşan ücretler için, çalışanın aldığı son ücret üzerinden hesaplama yapılır. İş akdinin feshedildiği tarihten itibaren izin ücreti, hemen ödenmesi gereken ücret haline dönüşür. Faizin başlatılabilmesi için, işverenin temerrüde düşmesi şarttır. Yıllık izin ücretlerinde yasal faiz uygulaması yapılır.
Kıdem tazminatında; gününde ödenmeyen tazminatlarda, en yüksek faiz ön görülür. Kıdem tazminatında faiz, temerrüt ihtarına gerek olmadan, iş akdinin sona erdiği ya da işçinin ölümüyle birlikte hesaplanır.
Toplu iş sözleşmelerinde; temerrüt tarihinden itibaren, en yüksek faiz uygulanır. Yasal hakkın toplu iş sözleşmesinde yinelenmiş olması durumunda, en yüksek faiz oranı uygulanmaz. Alacağın bir bölümü kanun bir bölümü toplu iş akdinden dolayı oluşmuşsa, kanundan ve toplu iş akdinden oluşan miktarlar, tek tek hesaplanır. Kanundan dolayı oluşanlar için yasal faize, toplu iş sözleşmesinden doğan ödenecek miktarlar, işletme kredisi faizine karar verilerek hesaplanır.
işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Eğer dava öncesinde işveren temerrüde düşmemişse, faiz hükümleri geçerlidir. İşe iade kararı alınmış ancak işçi hale çalıştırılmıyorsa, işe başlatmama tazminatı söz konusuysa, işverenin temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Çalışan işe başlatmama anından itibaren faize hak kazanır.
Çalışanın boşta geçen süre için başvuru yapmış olması durumunda alacakların hemen ödenmesi gerekir. Bu başvurunun yapılması durumunda, işveren temerrüde düşürülmüş addedilir. Boşta geçen süre için herhangi bir talepte bulunulmamışsa, ücret ve diğer haklar net bir şekilde talep edilmemişse, faiz yürürlüğe girer.
İş Kanunu’na göre, işçilik alacakları bakımından özel bir faiz öngörüsü yoksa, yasal faiz uygulamasına gidilerek, faizin temerrütten itibaren yürütülmesi başlatılır.
Çalışanlar, çalıştıkları süre içinde hakkettikleri maaşı ve ödenmeyen süre içinde eklenen faiz tutarını, mahkemeye başvuru yaparak, işverenden alabilir. Buradaki önemli nokta, çalışanın faiz hakkını elde etmesi için, maaş süresinin geçmesi şartının oluşması gerekir.
Kıdem ve ihbar tazminatı için tazminatımı nasıl alırım konusunda bir sorun yaşıyorsanız, konusunda uzman ve deneyimli Erkesim Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilir, hak ettiğiniz tazminatı alabilmek için, profesyonel destekten yararlanabilirsiniz.